CHP lideri Özgür Özel Genel Merkezi’nde “CHP artık başının üzerindeki görülmez yüzde 25’lik tavanı söz verdiğimiz gibi kırmıştır, tuzla buz etmiştir” dedi.
Özgür Özel’in açıklamalarından satır başları şu şekilde;
Adaya, adaya destek veren aday adaylarına. Kazansınlar kaybetsinler büyük mücadele veren tüm adaylarımıza. Aday olmak, kampanya yapmak çok önemli ama bu örgütün isimsiz kahramanlarına. Sabah erkenden kalkıp, parti binasını açanlara, birazdan gelirler diye çayı koyanlara. Direklere bayrak asanlara, broşür dağıtanlara, kapı çalanlara.
Hepsine bütün parti emekçilerine, baba evinin bekçilerine, çorbasını kaynatanlara, bacası tütsün diye odun çekip taşıyanlara, CHP örgütüne teşekkür ediyorum. Bugün seçmenlerimiz çok önemli karar verdi. Bugün seçmen Türkiye’de yeni bir siyasetin kurulmasına karar verdi. 22 yıllık Türkiye fotoğrafını değiştirmeye, ülkemizde yeni bir siyasi iklime kapı aralamaya karar verdi.
Sadece yerel yöneticilerin kim olacağına karar verilmemiş, ülkemizin ve belediyelerin nasıl yönetilmesi gerektiğine dair mesaj vermiştir.
Kimseyi milli birileri öyle göstermeye çalışıyor diye kimseyi gayri milli görmüyoruz. Bu mesajı kutsal emanet olarak alıyor ve tüm CHP’liler başımızın üstüne koyuyoruz.
Bu galibiyetin kaybedeni yoktur. Bizim başarımız kimsenin hezimeti olmayacaktır.
“BÜTÜN ADAYLARIMIZA AYRICA TEŞEKKÜR EDERİM”
Bir özel teşekkürü CHP’nin 2019 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi’nden aldığı İstanbul, Ankara, Mersin, Antalya belediye başkanlarımıza teşekkür etmek istiyorum. Onlar iyi kriz yönetiminin, merkezi yönetimin desteği olmasa da kösteği olsa bile mazeret üretmeden iyi icraatın ve CHP iyi belediyecilik yapabilir, CHP temiz ve dürüst yönetir algısının yerleşmesine yaptıkları katkıyla bugünkü zaferin baş mimarlarıdır.
En zor günlerde sancağı elde taşıyan belediye başkanlarımıza ayrıca övgüyü hak ediyorlar. Biz büyükşehirleri CHP’li belediyeler gibi yönetiriz iddiasını ortaya koyan o cesareti ve özgüveni gösteren bütün adaylarımıza da ayrıca teşekkür etmeyi bir borç biliyorum.
“KEMAL KILIÇDAROĞLU VE BÜTÜN DELEGELERE ÇOK ŞEY BORÇLUYUZ”
Şehirlerimiz emin ellere teslim edilmiş, halkımızın yaşam alanlarını bir 5 yıl daha halk için yönetecek belediye başkanları seçilmiştir. Seçmenlerimiz partimizin yaşadığı değişimi onayladıklarını, desteklediklerini ve kendi şehir ve Türkiye için istediklerini ifade etmek gerekiyor. Geçen Mayıs’ta yaşadığımız büyük üzüntüden sonra CHP kurultayı ve genel başkanı ve yönetimi seçimle dönüşebilen bir partinin Türkiye’de var olduğunu gösteren başta sayın genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ve bütün delegelere çok şey borçluyuz.
Bu seçimin kaybedeni olmadığı gibi seçimi kaybetmiş olmasına rağmen iktidar partisine büyük katkılar sunacağını, kamu yayıncılığını terk eden TRT ve bir partinin ajansına dönüştürülmeye çalışan Anadolu Ajansı’na rağmen Türkiye’ye hatta Türkiye ekonomisine yapılan önemli katkıdır. Seçimde başarılı elde etmiş olmamız bu seçimin hakkaniyetli seçim olduğunu ispatlamaz.
KAYYUM ATAMALARI
Doğu ve Güneydoğu’ya taşınan seçmenlerle, o seçilen belediyelere kayyum atanması kadar kötü bir girişimdir. O şehirde hiç yaşamamış, belki de hiç yaşamayacak kişilerin oy kullanmasına ve demokrasi ayıbı partiyi devletin, devleti partinin sayanlardır.
Silahlı kuvvetler personeli bireysel olarak bu ayıptan sorumlu değildir. Ancak yasal ve anayasal düzenlemelerle bir şehirde oy kullanmak için o şehirde yaşamak ve yaşayacak olanların teminat alınması gerektiğini görüyoruz. Silahlı kuvvetlerin bu işte kullanılmaya çalışmasına kim emir ve talimat verdiyse bu ülkenin toplumsal barışına kötülük yapmıştır, affedilir tarafı yoktur.
“CHP YÜZDE 25’LİK TAVANI SÖZ VERDİĞİMİZ GİBİ KIRMIŞTIR”
Emeklilerden, gençlerden ve toplumda yok sayıldığını hisseden atanmayan öğretmenlerden, staj mağdurlarına, sesini duyurmak isteyen toplumun tüm kesimlerine kadar kurulan bu ilişkinin karşılık gördüğünü müşahede ediyoruz. CHP artık başının üzerindeki görülmez yüzde 25’lik tavanı söz verdiğimiz gibi kırmıştır, tuzla buz etmiştir.
Bu seçimlerde hiçbir siyasi partiyle ittifak kurulmadığı halde CHP’nin gücü ve seçmen vicdanın sandıkta kurduğu ittifaktır. Bu sonuçları bizleri rehavete sevk edecek rehavet değil seçmenin bize açtığı kredi olarak gördüğümüzü ifade etmek isterim.